Göz Kapağı Estetiği (Blefaroplasti): Daha Genç ve Canlı Bakışlara Açılan Kapı
Zamanın ve yer çekiminin etkisiyle göz kapaklarında meydana gelen sarkma, torbalanma ve kırışıklıklar, kişiyi olduğundan daha yorgun, yaşlı ve üzgün gösterebilir. Göz kapağı estetiği, tıp dilindeki adıyla “blefaroplasti”, bu sorunları ortadan kaldırarak daha genç, dinamik ve canlı bir bakış kazandırmayı amaçlayan cerrahi bir müdahaledir. Hem estetik hem de fonksiyonel iyileşme sağlayan bu operasyon, alt ve üst göz kapaklarına ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir.
Göz çevresi, yüz ifadesini en çok etkileyen bölgelerin başında gelir. Bu bölgedeki deformasyonlar, kişinin genel yüz estetiğini olumsuz etkileyebilir. Blefaroplasti ile fazla deri, kas ve yağ dokusu alınarak veya yeniden konumlandırılarak göz çevresinde daha pürüzsüz, gergin ve aydınlık bir görünüm elde edilir.
Kimler Göz Kapağı Estetiği İçin Uygun Adaydır?
Göz kapağı estetiği genellikle 35 yaş ve üzeri, göz kapaklarında belirgin sarkma ve torbalanma olan bireyler tarafından tercih edilse de, genetik yatkınlık nedeniyle daha genç yaşlarda da bu sorunları yaşayan kişiler için uygun bir çözüm olabilir. İdeal adaylar genel sağlık durumu iyi olan, gerçekçi beklentilere sahip ve sigara kullanmayan bireylerdir. Ameliyat öncesi yapılan detaylı muayenede, hastanın göz yapısı, cilt elastikiyeti ve beklentileri değerlendirilerek operasyona uygunluğu belirlenir.
Üst Göz Kapağı Estetiği
Üst göz kapağındaki deri fazlalığı, göz kapağının katlantı bölgesinde birikerek gözün daha küçük görünmesine, makyaj yapmayı zorlaştırmasına ve hatta ileri vakalarda görme alanını daraltarak fonksiyonel sorunlara yol açabilir.
Ameliyat Süreci: Üst göz kapağı estetiği genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve yaklaşık 30-60 dakika sürer. Cerrah, göz kapağının doğal kıvrım çizgisi üzerinden bir kesi yapar. Bu sayede ameliyat izi, göz açıkken neredeyse hiç belli olmaz. Bu kesiden girilerek fazla deri, bir miktar kas ve fıtıklaşmış yağ dokuları alınır. Ardından kesi, estetik dikişlerle kapatılır.
İyileşme Süreci: Ameliyat sonrası genellikle aynı gün taburcu olunur. İlk birkaç gün göz çevresinde şişlik, morluk ve hafif bir rahatsızlık hissi olması normaldir. Soğuk kompres uygulaması ve başın yüksekte tutulması, bu belirtilerin daha hızlı azalmasına yardımcı olur. Dikişler genellikle 5-7 gün içinde alınır. Hastalar ortalama bir hafta içinde sosyal hayatlarına ve işlerine dönebilirler.
Alt Göz Kapağı Estetiği
Alt göz kapaklarında en sık karşılaşılan sorunlar, “göz altı torbaları” olarak bilinen yağ fıtıklaşmaları, deri sarkmaları ve ince kırışıklıklardır. Bu durum, kişiye yorgun ve uykusuz bir ifade verir.
Ameliyat Süreci: Alt göz kapağı estetiği, genellikle genel anestezi veya sedasyon destekli lokal anestezi altında yapılır. Uygulanacak teknik, hastanın ihtiyacına göre belirlenir. En yaygın yöntem, kirpiklerin hemen altından yapılan bir kesi ile fazla deri ve yağ dokusunun çıkarılmasıdır. Bazı durumlarda, özellikle deri fazlalığı olmayan ancak sadece torbalanması olan hastalarda, kesi göz kapağının iç kısmından (transkonjonktival) yapılarak dışarıda hiçbir iz bırakılmaz. Bu teknikte yağ yastıkçıkları alınır veya yanak bölgesindeki çöküklüğü gidermek için yeniden konumlandırılır.
İyileşme Süreci: Üst göz kapağı estetiğine benzer şekilde, ameliyat sonrası şişlik ve morluklar görülebilir. İyileşme süreci kişiden kişiye değişmekle birlikte, genellikle 7-10 gün içinde belirgin bir düzelme gözlemlenir. Tam iyileşme ve nihai sonucun görülmesi birkaç ay sürebilir.
Ameliyat Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Olası Riskler
Göz kapağı estetiği ameliyatı sonrası iyileşme sürecini hızlandırmak ve en iyi sonucu almak için doktorun tavsiyelerine uymak büyük önem taşır.
- Soğuk Kompres: İlk 48 saat boyunca düzenli olarak soğuk kompres uygulamak, şişlik ve morlukları azaltır.
- Dinlenme: İlk birkaç gün gözleri yoracak aktivitelerden (kitap okumak, bilgisayar kullanmak vb.) kaçınılmalıdır.
- Güneş Koruma: Ameliyat bölgesini direkt güneş ışığından korumak ve güneş gözlüğü kullanmak önemlidir.
- İlaçlar: Doktorun önerdiği damla ve merhemler düzenli olarak kullanılmalıdır. Kan sulandırıcı ilaçlardan bir süre uzak durulmalıdır.
Her cerrahi operasyonda olduğu gibi blefaroplastide de bazı riskler bulunmaktadır. Enfeksiyon, kanama, anesteziye bağlı komplikasyonlar, göz kuruluğu, asimetri ve dikiş izlerinin belirgin kalması gibi riskler nadir de olsa görülebilir. Ancak ameliyatın deneyimli bir plastik cerrah tarafından, uygun hastane koşullarında yapılması bu riskleri en aza indirir.
Sonuç olarak, göz kapağı estetiği, bakışlardaki yorgun ve yaşlı ifadeyi silerek, kişiye daha taze, enerjik ve genç bir görünüm kazandıran, hasta memnuniyet oranı yüksek bir estetik cerrahi prosedürüdür.
Göz Kapağı Estetiği Sonuçları
Göz Kapağı Estetiği Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
1. Ameliyat ağrılı bir işlem mi? Sonrasında çok acı çeker miyim?
En çok merak edilen konulardan biri bu. Ameliyat, lokal veya genel anestezi altında yapıldığı için işlem sırasında kesinlikle bir acı hissetmezsin. Ameliyat sonrasındaki ilk birkaç gün sızlama şeklinde hafif bir ağrı veya rahatsızlık hissi olabilir. Ancak bu durum, doktorunun önereceği basit ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınır. Hastaların geneli, süreci beklenenden çok daha konforlu olarak tanımlar.
2. Ameliyat sonrası iz kalır mı? İzler ne zaman geçer?
Cerrahlar, kesileri göz kapaklarının doğal kıvrım yerlerine gizlerler. Üst kapakta tam katlanma çizgisine, alt kapakta ise kirpiklerin hemen altına. Bu sayede izler, iyileşme tamamlandığında karşıdan bakıldığında neredeyse hiç belli olmaz. İlk başlarda pembe olan bu çizgiler, zamanla ten rengine döner ve aylar içinde iyice belirsizleşir.
3. Göz kapağı estetiği için belirli bir yaş sınırı var mı?
Kesin bir yaş sınırı yoktur. Genellikle 35 yaş üzeri bireyler tercih etse de, ailesel (genetik) yatkınlık nedeniyle göz kapaklarında erken yaşta sarkma veya torbalanma yaşayan 20’li yaşlardaki kişiler de bu ameliyatı olabilir. Önemli olan, kişinin bu operasyon için tıbbi olarak uygun olması ve estetik olarak ihtiyaç duymasıdır.
4. Ameliyatın sonuçları kalıcı mıdır? Tekrarlamak gerekir mi?
Göz kapağı estetiği, zamanı durdurmaz ama saati belirgin şekilde geri alır. Ameliyatın sonuçları oldukça uzun ömürlüdür, genellikle 10-15 yıl kadar kalıcılığını korur. Yaşlanma süreci devam edeceği için yıllar sonra bir miktar gevşeme tekrar olabilir ancak hiçbir zaman ameliyat öncesi haline geri dönmez. Çoğu hasta için tek bir operasyon ömür boyu yeterli olur.
5. Ameliyattan ne kadar sonra normal hayatıma, işime dönebilirim?
Bu, yaptığın işe ve sosyal hayatına göre biraz değişir. Genellikle ameliyattan 3 gün sonra kitap okuyabilir, televizyon izleyebilirsin. Şişlik ve morlukların büyük ölçüde geçtiği 7-10 günün sonunda, çoğu hasta masa başı işine veya sosyal hayatına rahatlıkla dönebilir. Lens kullanımına ve ağır sporlara başlamak için ise 2-3 hafta beklemek gerekebilir.
6. Bu ameliyat görmeyi etkiler mi? Gözüme bir zararı olur mu?
Hayır, bu ameliyat doğrudan göz küresine yapılan bir müdahale değildir. Sadece göz kapaklarındaki fazla deri ve yağ dokularına müdahale edilir. Dolayısıyla görme fonksiyonlarını etkilemez. Hatta tam tersine, üst göz kapağındaki deri sarkması nedeniyle görme alanı daralan hastalarda, ameliyat sonrası görüşte bir rahatlama ve iyileşme bile sağlanır.
7. Ameliyat sonrası gözlerimi kapatmada sorun yaşar mıyım?
Ameliyatın hemen ardından oluşan ödeme bağlı olarak geçici bir süre gözleri tam kapatmada hafif bir zorluk yaşanabilir. Bu durum normaldir ve şişlikler indikçe tamamen düzelir. Deneyimli bir cerrah, göz kapağının fonksiyonlarını bozmayacak şekilde, gerektiği kadar doku çıkaracağı için kalıcı bir sorun yaşanma riski yok denecek kadar azdır.
8. Göz altı torbaları ve morlukları için tek çözüm ameliyat mı?
Göz altı torbalarının sebebi fıtıklaşmış yağ yastıkçıkları ise, bunun kalıcı ve en etkili çözümü cerrahidir. Ancak göz altı morlukları ve hafif çöküklükler için “ışık dolgusu” gibi ameliyatsız yöntemler de mevcuttur. Hangi yöntemin senin için uygun olduğuna, beklentilerini ve mevcut durumunu değerlendirecek olan doktorunla birlikte karar vermen en doğrusudur.

Prof. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu
Gürkan Kayabaşoğlu, ‘Önce sağlık’ ilkesine büyük önem vermektedir. Öncelikle hastalarının temel sağlığını korumayı öğütleyen Hipokrat Yemini’ne sıkı sıkıya bağlı kalmaktadır.
Gürkan Kayabaşoğlu, tüm eğitimini ve bilimsel çalışmalarını insan vücudunun yalnızca tek bir bölgesine, yani yüze yoğunlaştırmıştır. Yalnızca yüz bölgesine yönelik cerrahi operasyonlar gerçekleştirmektedir. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı tarafından kendisine ‘Ağız, Yüz ve Çene Cerrahisi’ Uzmanlık Diploması verilmiştir.